Yasin Gökçek

15 Temmuz 1982’de dünyaya geldiğimde, hayatımın sıradan bir serüven olacağını düşünmüştüm. Ancak kader, beni bambaşka bir rotaya yönlendirdi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde Maden Bölümünü okuyarak yerin derinliklerine inmeyi göze aldım, ancak ruhumun gerçek tutkusu, engin denizlerin ve uçsuz bucaksız gökyüzünün özgürlüğündeydi.

1998’de Kırıkkale’de başlayan radyoculuk serüvenim, 2003 yılında Bosna Hersek’te NATO askeri olarak görev yaparken TRT Avrupa frekanslarından Bosna Hersek halkına seslenerek farklı bir boyut kazandı. Türkiye’ye döndüğümde, önde gelen radyolarda programlar yaptım, reklamlara sesimle hayat verdim. Ancak içimdeki yaratıcılık ateşi, beni daha büyük bir maceraya sürükledi.

15 Mart 2005, hayatımın dönüm noktası oldu. İlk göz ağrım olan RTP Medya’yı, tüm Türkiye’ye müzik ve ses ulaştırma hayaliyle kurdum. Yola çıkarken tek bir prensibimiz vardı: Eğlenmediğimiz hiçbir işi yapmamak. Bugün geriye dönüp baktığımda, RTP Medya’nın 2005’ten bu yana bu prensibe sadık kalarak eğlenceli bir yolculuk sürdürdüğünü görüyorum. Şimdi, çalışma arkadaşlarım ve sadık dostum, Labrador’um Beyaz ile bu mutlu serüvene devam ediyorum.

Hayatım, madenlerden radyo stüdyolarına, oradan yapay zeka destekli müzik platformlarına uzanan beklenmedik dönüşlerle dolu bir yolculuk oldu. Bu yolculuk, sadece bir kariyer değil, aynı zamanda bir tutku ve yaşam biçimi haline geldi.

Çocukluğumdan beri teknolojiye, uzaya ve denize duyduğum merak, beni İstanbul Üniversitesi Veteriner Yardımcılığı bölümünde öğrenci olmaya ve “Müze Fareleri” adlı bir çocuk kitabı yazmaya yöneltti. Jules Verne’in eserleriyle büyüyen bir çocuk olarak, hayal gücümün sınırlarını zorlamaktan ve yeni dünyalar keşfetmekten hiç vazgeçmedim.

Deniz ve yelkenliler ise, ruhumu özgür bırakan bir tutku haline geldi. Dalgaların sesini dinlemek, rüzgarın yelkenleri doldurmasını hissetmek, beni bambaşka bir dünyaya taşıyor. Bu tutku, hayatıma yeni bir anlam katıyor ve beni her zaman ileriye taşıyor.

Hayatım, beklenmedik dönüşlerle dolu bir yolculuk oldu. Madenlerden radyo stüdyolarına, oradan da yapay zeka destekli müzik platformlarına uzanan bu serüven, benim için sadece bir kariyer değil, aynı zamanda bir tutku ve yaşam biçimi haline geldi.